Giderek dijitalleşen bir dünyada, insan evrimini besleyen doğal ortamdan sık sık kopuyoruz. Bu da doğa ile temasın kesilmesine neden olur ve bir takım davranış problemlerine yol açabilir. İşte bu yüzden ‘Ekoterapi’ çok değerli çünkü bu kopukluğu gidermeye ve bizi doğayla yeniden bütünleştirmeye çalışıyor.
Genellikle doğa terapisi veya yeşil terapi olarak adlandırılan ekoterapi, doğanın uyum sağlama gücünü vurgulayan yeni ortaya çıkan bir terapi şeklidir.
Ekoterapi, bireyler ve doğal dünya arasındaki duygusal bağı genişletmenin yollarını geliştirmeyi ve anlamayı amaçlar, böylece bireylerin sürdürülebilir yaşam tarzları geliştirmelerine ve doğadan yabancılaşmayı ortadan kaldırmalarına yardımcı olur.
Özünde, ekoterapi, bireylerin doğa ile daha güçlü bir bağ kurmasına ve bundan faydalanmasına yardımcı olan etkinlikleri ve programları içerir.
Bu aktiviteler arasında bahçecilik ve çiftçilik, doğada yürüyüş, doğa meditasyonu, hayvan temelli aktiviteler, vahşi yaşam seyahati ve daha fazlası yer alabilir. Bu faaliyetler genellikle eğitimli profesyoneller tarafından yönetilir ve makul terapötik hedeflere ulaşmayı amaçlar.
Ekoterapinin ana önermelerinden biri, sağlığa bütüncül yaklaşımıdır.
Sağlığı sadece hastalıklara karşı bir koruyucu olarak değil, çoğu doğa ile daha derin bir bağ kurarak elde edilebilecek fiziksel, zihinsel ve sosyal tam bir iyilik halimiz için ortak bir şey olarak görür.
Ekoterapi yeni bir kavram değildir. Aslında kökleri eski uygarlıklara kadar gitmektedir.
Dünyanın dört bir yanındaki yerli kültürler, insanlara ve doğaya olan derin ilgiyi her zaman anlamış ve bu anlayışı sıklıkla şifa uygulamalarına entegre etmiştir. Bununla birlikte, ‘ekoterapi’ terimini ve onun çağdaş psikolojiye entegrasyonunu görece yeni bir gelişme olarak değerlendirebiliriz. Psikolojik iyi oluşa resmi bir yaklaşım olarak ekoterapi, 20. yüzyılın sonlarında ivme kazanmaya başladı.
Ekoterapi özellikle ruh sağlığımız için değerlidir. Çalışmalar her zaman doğa ile etkileşim kurmanın gerginlik, korku ve depresyon duygularını büyük ölçüde azaltabileceğini göstermiştir.
Journal of Affektif Bozukluklar dergisinde yayınlanan bir araştırma, doğada kısa bir yürüyüşün depresyon semptomlarını önemli ölçüde azalttığını buldu. Bu terapötik etkiler, akıl sağlığı sorunlarının arttığı bir dünyada giderek daha değerli hale geliyor.
Ekoterapi fiziksel sağlığımız için de değerlidir. Doğada zaman geçirmek fiziksel zindeliği artırabilir, kan basıncını düşürebilir ve bağışıklık sistemimizi güçlendirebilir.
Örneğin, Çevre Sağlığı ve Önleyici Tıp dergisinde yayınlanan bir araştırma, ormanlara maruz kalmanın, virüsler ve kanserle savaşan bağışıklık sistemimizin bir modülü olan doğal öldürücü hücrelerin aktivitesini artırdığını buldu.
Ekoterapi farkındalığı teşvik eder ve bir barış ve sakinlik duygusu geliştirir.
Bir derenin sakinleştirici sesi, yemyeşil bir tarlanın görüntüsü veya cildinizde güneş hissi olsun, bu duyusal deneyimler bizim mevcut olmamıza ve bir rahatlama durumu yaratmamıza yardımcı olur. Kısacası, doğal dünya ile daha derin bir bağlantıyı teşvik eden ekoterapi, esenlik ve mutluluğa bütüncül bir yaklaşımı güçlendirir.
Ekoterapinin zihinsel sağlık yararları derin ve geniş kapsamlıdır. Kendimizi doğaya bıraktığımızda, sadece ortamın hoşluklarından zevk almakla kalmaz, aynı zamanda olumlu fizyolojik ve ruhsal yansımaları da tetikleriz. Örneğin;
Stresi azaltır: Ekoterapinin gerginliği azalttığı bulunmuştur. Günlük hayatın koşuşturmacasından uzakta, doğada olmak zihnimizi rahatlatır. Kuş cıvıltısı, yaprak hışırtısı veya akan su sesi, vücudun ana gerilim hormonu olan kortizol seviyemizi düşürmeye katkıda bulunur.
Ruh Halini İyileştirir: Araştırmalar, doğada zaman geçirmenin olumlu duyguları artırabileceğini ve olumsuz duyguları azaltabileceğini göstermiştir. Ruh halimizi iyileştirebilir ve hatta duygudurum bozukluklarının semptomlarını hafifletebilir.
Depresyon ve Kaygıyı Giderir: Araştırmalar, yeşil alanlara maruz kalmanın depresyon ve kaygı semptomlarını önemli ölçüde azaltabileceğini ortaya koydu. Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, doğal bir ortamda yürüyen katılımcıların, kentsel bir ortama kıyasla beynin akıl hastalığı riskine bağlı bir bölgesinde daha az aktivite sergilediğini buldu.
Ekoterapi sadece zihinlerimiz için temiz değildir; Vücudumuza da fayda sağlar. Örneğin;
Fiziksel Uygunluğu İyileştirir: Bahçecilik veya yürüyüş gibi birçok ekoterapi biçimi, kardiyovasküler sağlığı, kas gücünü ve genel zindeliği iyileştirebilen fiziksel aktiviteyi içerir.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Bazı araştırmalar, ormanlarda vakit geçirmenin bağışıklık sistemi işlevini artırabileceğini öne sürüyor. Ağaçlardan elde edilen fitonitleri (ağaç esansiyel yağları) solumak, vücudumuzdaki tümör ve virüs bulaşmış hücreleri öldüren bir tür beyaz kan hücresinin sayısını ve aktivitesini artırır.
Uykuyu İyileştirir: Ekoterapi ayrıca uykuyu iyileştirmeye yardımcı olabilir. Doğal güneş ışığı, vücudunuzun iç ‘uyku saatini’ düzenlemeye yardımcı olarak gün boyunca daha uyanık ve geceleri uyumaya hazır hissetmenizi sağlar.
Son olarak, ekoterapinin etkileyici bilişsel faydaları da olabilir.
Konsantrasyon ve Yaratıcılığı Geliştirir: Ekoterapi odaklanmayı ve yaratıcılığı geliştirmeye yardımcı olabilir. Araştırmalar, dışarıda vakit geçirmenin dikkatimizi geri getirebileceğini, zihinsel yorgunluğu azaltabileceğini ve hatta yaratıcılığı artırabileceğini gösteriyor.
Çocuklarda Bilişsel Gelişimi Artırır: Çocuklar için doğa ile temas, bilişsel gelişim, artan benlik saygısı ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) semptomlarının azalması gibi bir dizi fayda ile ilişkilendirilmiştir.
Ekoterapi, her biri benzersiz faydalar sunan birçok şekilde olabilir. Bir bireye en uygun cins, bireysel tercihlere, terapötik ihtiyaçlara ve çeşitli doğal ortamlara erişime bağlıdır.
Ekoterapi, her biri doğanın düzeltici gücünü kullanmak için kendine özgü yaklaşımı olan çeşitli terapi biçimlerini kapsayan geniş bir terimdir. Başlıca ekoterapi türlerinden bazıları şunlardır:
1. Orman Banyosu
‘Shinrin-yoku’ olarak bilinen Japon orman banyosu, bir orman ortamına dalmayı içerir. Tempolu bir yürüyüş veya patika koşusunun aksine, orman banyosu, doğanın yavaş ve dikkatli bir şekilde keşfedilmesini teşvik eder. Amaç bir amaca ulaşmak değil, doğal çevre ile derin bir bağ kurmaktır.
2. Bahçıvanlık Terapisi
Bahçıvanlık terapisinde, bireyler bahçecilik ve bitki bazlı faaliyetler yoluyla doğa ile etkileşime girer. Bu faaliyetler, özel terapötik amaçlar göz önünde bulundurularak eğitimli terapistler tarafından yapılandırılır ve kolaylaştırılır. Bitkilerle çalışmanın sakinleştirici bir etkisi olabilir ve sorumluluk ve başarı duygusu aşılayabilir.
3. Hayvan Destekli Terapi
Hayvan destekli terapi, bir terapi şekli olarak hayvanlarla etkileşimi içerir. En yaygın biçim, köpekler veya kedilerle çalışmak için evcil hayvan terapisidir. Bununla birlikte, atlar gibi daha büyük hayvanları (at terapisi) ve hatta yırtıcı yaşam etkileşimini de içerebilir.
4. Yırtıcı Doğa Terapisi
Yaban hayatı terapisi, yırtıcı veya kırsal bir ortamda gerçekleşen terapötik faaliyetleri içerir. Bunlar genellikle yürüyüş, kamp veya kaya tırmanışı gibi macera aktivitelerini içerir. Doğadaki zorluklar ve deneyimler özgüveni, dayanıklılığı ve kişisel gelişimi besleyebilir.
5. Yeşil Egzersiz
Yeşil eğitim, doğal bir ortamda gerçekleştirilen rastgele bir fiziksel aktivitedir. Bu, parkta koşmaktan, sahilde yoga yapmaya veya ormanda dağ bisikletine binmeye kadar değişebilir. Çalışmalar, eğitimin doğada yapıldığında içeride olduğundan daha fazla zihinsel fayda sağlayabileceğini göstermiştir.
6. Doğa Meditasyonu
Doğa meditasyonu, açık havada gerçekleştirilen meditatif uygulamaları içerir. Doğal dünyanın seslerine, görüntülerine ve hislerine odaklanarak, bireyler bir farkındalık ve sükunet durumuna ulaşabilirler.
Sonuç olarak ekoterapi, zihinsel ve fiziksel sağlığı iyileştirmek için doğanın gücünü kullanan bir terapi yöntemidir.
Orman banyosundan hayvanlarla güçlendirilmiş terapiye kadar ekoterapi, etrafımızdaki çevreyle yeniden bağlantı kurmak için sayısız yol sunar. Öyleyse neden dışarı çıkıp temiz havayı solumuyorsunuz ve ekoterapiyi denemiyorsunuz? Muhtemelen hayatta aradığınız şey ekoterapide yatıyor. Ne dersiniz?